PAYLARIN SADAKAYI HAK
EDENLERDEN FAZLA OLMASI
Şafii (Allah'ın rahmeti ona
olsun) dedi ki: Sadakayıl zekatı hak edenlerden yalnızca bir sınıf kalacak
olursa, sadakanın tamamı ihtiyaçtan kurtulacakları hale varıncaya kadar o
sınıfa payedilir. Onların ihtiyaçtan kurtarılmalarından sonra yine bir şeyler
artarsa, o takdirde sadaka / zekat, yurtları onlara en yakın kimselere taşınır.
Dedi ki: Mesafenin
yakınlığı bakımından kendileriyle aynı nesepten gelenler ile uzakkimseler
arasında eşit ise o takdirde sadaka / zekat, onlarla akrabalığı olmayanlar
dışarıda bırakılarak kendi neseplerinden gelenlere payedilir. Yabancıların
yurdu diğer insanlara göre en yakın, nesp akrabaları ise namazın kasredileceği
kadar uzak bir yolculuk yapmayı gerektiriyor ise, o zaman sadaka / zekat,
namazın kasredilmesini gerektiren mesafeden daha yakında bulunan yabancılara
paylaştırılır, çünkü bunlar, onların yanında / yakınında olma adını daha çok
hak ederler.
Onlara yakın olma adını
daha çok hak eden, onlara komşu olmakta önceliklidir. Eğer nesep akrabaları
namazın kasredilmesini gerektiren bir mesafeden daha yakın olup yabancılar da o
akrabalarından daha da yakın iseler, sadaka / zekat, onların nesep akrabalarına
paylaştırılır. Çünkü onlar çölde bulunmakta ve bu halleri ile komşu olma adının
dışında bulunmamaktadırlar. İşte bundan dolayı onlar koruma hususunda Mescid-i
Haram'ın yanında hazır bulunanlar kabul edilir.
Sonraki için tıkla: